...Yaprak sallanırdı hep,
Rüzgarın geçtigini hissettikçe, heyecandan titrerdi.
Rüzgar onun ruhuna islemisti
Ama rüzgar bilmezdi,
Yapragın onu deli gibi sevdigini
Yaprakta zaten utanırdı anlatamazdı sevgisini
Rüzgar sertti,otoriterdi, sözünü dinletirdi...
istese bir estimi herseyi yerinden sökerdi.
Yaprak öylemiydi;
Sessizdi sakindi bazen sular gibi cosardı ama,
Sonra gene dinerdi
Rüzgar öylemiydi;
Çoskundu heybetliydi.
Yaprak dalında durudu hep,
O diyar diyar gezerdi...
Mevsimler geçiyor ayrılık vakti yaklasıyordu.
Yaprak gün geçtikçe sararıp soluyordu.
Yapragın korkusu dalından düsmek degildi tabi,
Onun yüregini acıtan rüzgarı bir daha görememekti.
Artık nerdeyse sonbaharın sonu gelmisti.
Yaprak zaten en çok sarı sonbaharı severdi.
Ayrılık vakti geldi çattı artık.
Ama yaprak üzgün degildi.
Zaten son istegi rüzgarın kollarında ölmekti.
Rüzgar o gün herzamankinden daha deli esti,
Yapragın ise artık gücü iyice tükenmisti.
Kendini usulca rüzgarın kollarına salıverdi.
Yapragın cansız bedeni usulca topraga deydi,
Rüzgar ise dönmemek üzere uzak diyarlara yöneldi Sonu olmayan bir hikayenin kahramanlarıydık biz,adı üzerinde sonu omayan bir hikayeydi bizimkisi sonu gelmedi...